Cilt Alt Tonu Ne Işe Yarar?

Hangi rengin kime yakıştığını nasıl anlayacağız? – Makyajda sık kullanılan renklerden kahverengi, bej gibi toprak tonları tüm cilt alt tonlarına yakışır. Kızıla çalanları sıcaklara, küllü olanları ise soğuk ciltlere gider. Nötr grup ise hepsini rahatlıkla kullanabilir.

Shiseido Luminizing Satin Eye Color Trio BR307 soğuk cilt tonlarına giderken, içinde gold ton barındıran BR209 sıcak cilt tonlarına yakışır. Aslında makyajda ve saç rengi seçiminde temel kural şudur: Küllü renkler soğuk cilt alt tonlarına, kızıllık ve turunculuk barındıran canlı renkler de sıcak cilt tonlarına yakışır.

Cilt alt tonu ne işe yarar? Saç renginden makyaja,taktığınız takıdan giydiğiniz kıyafete göre en doğru renkleri tercih etmenizi sağlar. Cilt alt tonunuzu bildiğinizde daha doğru saç rengine sahip olur ve kıyafet seçimlerinizde daha doğru tercihler yaparsınız.

Cilt tonum sıcak mı soğuk mu?

7. Peki Sizinki Hangisi? – Cilt alt tonunu belirlemede kullanılan en basit yöntem, damar kontrolü. Gün ışığında bileğinizdeki damarlarınızı kontrol ediyorsunuz; damarlarınız mavi görünüyorsa soğuk, yeşil görünüyorsa sıcak alt tona sahip olduğunuz anlamına geliyor. Hem yeşil, hem maviyse de nötr alt tonu demektir.

Cilt neden esmer olur?

Kışın kıyafetlerle kamufle edilen kararmalar, bahar ayları yaklaştıkça kadınların kabusu haline gelir. Özellikle dizlerde, dirseklerde, koltuk altında ve bikini bölgesinde görülen karartılar kabusunuz olmasın. Pratik yöntemlerle kararmayı önleyebilir, var olan renk değişimleri ile mücadele edebilirsiniz. Paniğe gerek yok! Derin bir nefes alarak pratik çözümlerle kararmalarla baş edebileceğinizi bilmelisiniz. Kararmaların, cilt renginde koyulaşmanın birçok farklı nedeni olabilir. Sürekli sürtünme, yanlış epilasyon uygulamaları, güneşe maruz kalma ve kozmetik kullanımı cilt kararması yaratabilir.

• Sürekli sıcak sir uygulaması, aşırı dar giyinme, lazer uygulamaları, sürekli sentetik kıyafet ve ped kullanımı da kararmayı artırır.
• Ayrıca yaşa bağlı olarak da kararmalar artabilir.
• Yaşla beraber elastikiyetini kaybeden deride, yenilenme yavaşladığı için renk koyulaşması görülür.
• Cildiniz lekeye eğilimli ise kararma ihtimali daha yüksektir.

Esmer ciltlerde cilt kararması daha koyu renkte olduğu için daha çok dikkat çekebilir. Cildinizdeki ölü deriden kurtulduktan sonra düzenli olarak nemlendirmeyi ihmal etmemelisiniz. Cildin alt tabakalarındaki nem kaybı sorunun esas nedenidir. Cilt Kararmaları ile Savaşırken Dikkat!

Limon suyu, pudra, sirke gibi malzemelerle hazırlayacağınız maskeler kararmaya geçici çözüm üretir.Kararan bölgelere uygulama yaparken sert davranmamalısınız. Cildi tahriş edecek haşin hareketler kararmayı arttırır.Kullandığınız kozmetik ürünlerin dermatolojik testlerden geçtiğine ve onaylı olduğuna emin olmalısınız.Sir ağda ile epilasyon yaparken küçük alanlara işlem yapmalı, bir anda geniş alanı temizlememelisiniz. Sir ağda uygulamalarında geniş alan bir anda temizlendiğinde cilt tahriş olabileceğinden kararma artar.Sürtünme yaratacak darlıkta iç çamaşırları ve kıyafetler giymemelisiniz. Cildinizde kararma varsa pamuklu giysileri tercih etmelisiniz.Lazer uygulaması sonrası cilt pH’ına uygun temizleyiciler kullanmalısınız. Sabun cildi kurutacağından florayı bozabilir.Mantar sorunu da kararmaya neden olabilir, kontrollerinizi ihmal etmemelisiniz.Cildinizin güneş gören alanlarına maske uyguladığınızda gece saatlerinde işlem yaptığınızdan emin olmalısınız.

Cilt tonu açılır mı?

Cilt Rengi Açma Cilt rengi melanin adlı bir renk hücresi tarafından belirlenmektedir. Her bireyin melanin yoğunluğu ve dolayısıyla cilt tonu değişkenlik göstermektedir. Melanin yoğunluğunu belirleyen faktörler arasında yalnızca genetik faktörler değil, hormonal özellikler, kullanılan kimyasal ve kozmetik ürünler, ilaçlar, güneşe maruz kalmak ve gebelik de bulunmaktadır.

Ciltte Leke ve Kararmalar Neden Oluşur? Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Hormonal değişiklikler ve güneş ışınlarının etkisi ile birlikte ciltteki melanin yoğunluğu değiştiğinde cilt tonunda kararmalar ve lekeler ortaya çıkmaktadır. Bu durum çoğu kişi tarafından estetik bir problem olarak görülmekte ve bir çözüm aranmaktadır.

İşte bu kişiler kliniklerimize gelerek cilt beyazlatma işlemine başvurmaktadır. Cilt beyazlatma veya cilt rengi açma olarak adlandırdığımız bu işlem birkaç farklı yöntemle gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemlerin tümü güvenilir, hızlı yanıt veren ve günlük hayatın devam etmesine hiçbir engel teşkil etmeyen yöntemlerdir.

1. Cilt beyazlatma konusunda çoğu kişi ilk olarak beyazlatıcı krem ve maskeleri denemektedir.
2. Ancak çoğunlukla bu gibi kozmetik ürünlerden kalıcı ve etkili sonuçlar alınmamaktadır.
3. Linikte uygulanan tedaviler cilt tonunu eşitlemekte ve estetik problemleri ortadan kaldırmaktadır.
4. En çok tercih edilen cilt beyazlatma yöntemi lazer uygulamasıdır.

Bu yöntemde lazerin, cilt dokusunda bulunan melanositleri tahrip etmesi özelliğinden yararlanılır. Böylece cilt tonu açılmakta ve cilt lekeleri giderilmektedir. Lazer ışınları 3-4 mm’lik bir alana etki etmektedir. Uygulama profesyonel bir doktor tarafından uygulandığı sürece herhangi bir yan etkiye yol açmaz.

1. Tek bir seansta cilt rengi 2 tona kadar açılmaktadır.
2. Lazer ile cilt beyazlatma yönteminden sonra yara izi ya da kanama görülmez.
3. Uygulama sonrası iyileşme süreci bir hafta kadar sürmektedir.
4. Bu sürenin sonunda eşit, aydınlık ve parlak bir cilt tonu meydana gelmektedir.
5. Cilt rengi açma işlemlerinde kullanılan diğer yöntemler dermapen, C vitamini enjeksiyonu, glutatyon enjeksiyonu ve PRP işlemidir.

Dermapen uygulaması cildin yenilenerek eşit bir renk tonuna ve parlak bir görünüme sahip olması amaçlar. İşleme başlamadan önce cilt detaylıca temizlenir, ardından işlem sırasında hastanın ağrı sızı hissetmemesi için uygulama bölgesine anestezik krem sürülür.

• Dermapen mikro iğnelerin derinliği 0,5-2,5 mm arasında değişmektedir.
• Uzman doktor, hastanın cilt tipine ve ihtiyacına göre kullanılacak mikro iğnelerin derinliğini ayarlar.
• Dermapen aleti ile cilt üzerinde mikrokanallar oluşturulur.
• Böylelikle vücudun onarıcı mekanizması devreye girerek cildi yeniler.

Daha başarılı sonuçlar için dermapen tedavisi genellikle PRP tedavisi ile birlikte uygulanmaktadır. Bu işlemler ayrıca ince çizgilerin, lekelerin, sivilce izlerinin ve göz altı morluklarının giderilmesinde de etkilidir. Yeni geliştirilen bir yöntem olan PRP tek başına da tüm dünyada yaygın olarak cilt gençleştirme ve yenileme tedavilerinde kullanılmaktadır.

Cilt alt tonu sarı mı pembe mi?

Vücudunu saran cildin, senin en kıymetli kostümün! Ona hak ettiği değeri vererek pürüzsüz, parlak ve yumuşacık bir tene sahip olabilirsin. Bedeninin bir çeşit ‘vitrini’ sayabileceğimiz cilt için gerekli bakım rutinlerini oluşturduktan sonra kendini şımartmak için, daha iyi hissetmek için veya var olan güzelliğini ön plana çıkarmak için makyaj ipuçlarına geliyor sıra. Tüm Ürünler Modelleri 3029.00 ₺ 819.00 ₺ 1299.00 ₺ 1509.00 ₺ 2869.00 ₺ 2119.00 ₺ 2719.00 ₺ 2279.00 ₺ 2419.00 ₺ 989.00 ₺ 819.00 ₺ 989.00 ₺ 3029.00 ₺ 3749.00 ₺ 2569.00 ₺ 2939.00 ₺ Son birkaç yılda sosyal medya platformlarında karşına çıkan makyaj bloggerlarından elbette sen de birkaç püf noktası öğrenmişsindir.

Soğuk cilt alt tonu ne demek?

Cilt Alt Tonunu Nasıl Belirlersin? – Cilt alt tonunu belirlemek için yapman gereken tek şey bileklerindeki damarları gün ışığında incelemek. Cilt alt tonları temelde üç gruba ayrılır: Sıcak alt ton, soğuk alt ton ve nötr alt ton. Eğer bileklerindeki damarlar yeşil ağırlıklı bir renge sahipse, cildinin alt tonu sıcak demektir.

• Eğer mavi ve mor tonlarında damarlar görüyorsan, o halde soğuk alt tona sahipsin.
• Hem mavi hem de yeşil ağırlıklı renkler varsa, nötr alt tona sahip olma ihtimalin oldukça yüksek.
• Cilt alt tonu, sanılanın aksine ten renkleri ile bağlantılı değil.
• Örneğin; yalnızca soluk beyaz tenli kişilerin cildi soğuk alt tonlu olmak zorunda değil.

Oldukça esmer bir ten rengine sahipsen de soğuk alt tonlu bir cildin olabilir. Aynı durum tam tersi ihtimaller için de geçerli. Soğuk cilt alt tonu, derinin altındaki renk pigmentlerinin pembe ağırlıklı olduğu anlamına gelir. Sıcak cilt alt tonuna sahip birinin cildinin altındaki pigmentler ise sarıdır.

Soğuk cilt tonu nedir?

Soğuk cilt alt tonu – Soğuk cilt alt tonuna sahip kişilerin cilt altındaki pigmentleri pembedir. Soğuk alt tona sahip ciltlerin mutlaka beyaz tenli olması da şart değildir. Oldukça esmer biri de soğuk alt tonlu olabilir. Bu cilt tonuna sahip kişilere mavi ve mor tonları çok yakışır.

Rujda da mavi tabanlı kırmızı rujlar, soğuk pembeler, koyu bordolar, pastel renkler bu kişilere ideal olur. Amanda Seyfried ve Emma Stone da soğuk cilt alt tonuna sahip ünlülerden. Bu yüzden çoğunlukla mavi tabanlı fuşyalar ve pembe rujlar tercih ediyorlar. Böylece cilt tonlarıyla uyum sağlıyorlar. Eflatun, lila ve leylak gibi morumsu rujlarda kendilerine çok yakışıyor.

Allık olarak da pembe ve tonlarından çıkmıyorlar. Siz de eğer soğuk cilt alt tonuna sahipseniz, bu tonlarda makyaj yapmalısınız.

Sivilceye sıcak mı soğuk mu?

Buz sivilce kızarıklıklarına iyi gelir mi? – Buz, aktif sivilcede kızarıklığı rahatlatır ama kesin bir çözüm sunmaz. Keza salatalık da. Sıcak suyla ıslatılmış bir bezle sıcak kompres yapmanız durumunda sivilcenin içindeki iltihabın uzun süreli azalması olasıdır.

Soğuk yüze iyi gelir mi?

Dr. Şekerel, ‘ Soğuk hava cilde iyi gelir. Deri gözeneklerini sıkılaştırarak derideki şişkinliği, ödemi azaltır. Aşırıya kaçmadan soğuk havaya çıkılması durumunda vücudumuzda ‘mutluluk hormonu’ diye bilinen serotoninin üretimi artar ve kendimizi daha iyi hissederiz.’ dedi.

Soğuk cilde ne yapar?

Soğuk Havalarda Cilt Sağlığımızı Nasıl Korumalıyız? Soğuk kış günleri, genel sağlığımızın yanı sıra cildimizi de olumsuz yönde etkilemektedir. Soğuk hava cildin dış katmanını etkileyerek cildi daha kalın ve kırılgan hale getirir. Kış aylarında daha hassas hale gelen, dayanıksızlaşan deri, soğuk havalarda kan dolaşımının da yavaşlaması sonucunda kuruyabilir.

Cildi koruyan doğal bariyer tabakanın bütünlüğü bozulmakta, yağ oranı düşmekte ve ciltte olması gereken su oranı azalmaktadır. Nem ihtiyacı artan ciltte, kuruluğa bağlı olarak kış egzamaları da ortaya çıkmaktadır. Derideki bu kuruma ve çatlamalar ciltte kanamaya ya da mevcut olan yara var ise daha kötüleşmesine sebep olabilir.

Egzamanın yanı sıra kuruluktan dolayı özellikle el ve ayaklarda oluşan çatlaklardan çeşitli mikroorganizmalar cilde yerleşmektedir. Bu mikroorganizmalar çeşitli cilt enfeksiyonlarının da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenlerle kışın koruma fonksiyonu bozulan cilt, daha fazla özene ve bakıma ihtiyaç duyar.

1. Cilt kuruluğunun önlenmesi için bol bol su içmek gerekir.
2. Günde yaklaşık 2 litre su içilmesi önerilir.
3. Nemlendirici kremler tercihe göre gliserin, vazelin, üre, laktik asit ve hyaluronik asit içermelidirler.
4. Bu nemlendiriciler kuruluğu önlemek için soğuk havalarda sıklıkla ve tercihen banyo sonrası nemli cilde sürülmelidir.

Ayrıca kullanılan ürünlerin A, C ve E vitamini gibi antioksidanları içermesine de dikkat edilmelidir. Omega-3 desteği almak da soğuk hava şartlarına karşı cildin direncini artıracaktır. Kış meyveleri ve sebzeleri haricinde, tahıllı besinler tüketmek de cilt bakımında dikkat edilmesi gereken diğer bir noktadır.

1. Vücudumuz soğuk havada tepki gösterir ve ısı kaybını önlemek için deri yüzeyindeki kan damarlarının çapı daralır.
2. Cilt yüzeyindeki kılcal damar ve kızarıklıkların ise lazerle tedavisi için kış ayları yine en uygun aylardır.
3. Bu damarlanmalar ve kızarıklıklar uygun lazerle birkaç seansta silinebilir.
4. Iş aylarında yaşanan cilt problemlerinden biri de soğuk çarpmasıdır.

Bu doku donması küçük ve kırmızı bir leke ile kendini gösterir. Zaman geçtikçe mor rengi alan bu leke, ileriki safhalarda yaraya dönüşebilir. Soğuk havalarda cildin üst tabakası daha kalınlaşacağından bunu önlemek için haftada 2 gün peeling yani fiziksel soyma uygulaması yapılmalıdır.

• Ancak cildinde kızarıklık ve damar çatlaması olan ya da cildi hassas olan kişilere bu tip uygulamalar önerilmez.
• Şiddetli soğuğa maruz kalmak, cilt damarlarında daralmaya neden olarak burun ucu, kulaklar, eller ve ayaklar gibi uç organlarda doku hasarına yol açabiliyor ve kızarıklık, morarma, ağrı, yanma ile kaşıntı gibi şikayetlere yol açabiliyor.

Bu durumdan korunmak için şal, eldiven, yün çorap gibi aksesuarları kullanmalı, bulunulan ortamların ısısı iyi ayarlanmalıdır. Deri, sert kış koşullarından fiziksel olarak etkilendiği gibi, ruhsal olarak da etkilenir.


Egemen Buldan