Kategoriler
Estetik Cerrahi Genel

Estetik Cerrahide Bir Cerrah Ne Zaman ‘Hayır’ Demelidir?

Estetik cerrahi, pek çok insanın dış görünüm olarak ihtiyaç duyduğu bir şey olmayıp, sağlık temelli bir gereksinimidir. Bazen vücutta kazalar ya da doğuştan yapısal olarak asimetrik ya da genel duruma uygun olmayan şekil bozuklukları vs olur. İşte bu durum sadece bireyler açısından bir estetik meselesi değil, aynı zamanda bir sağlık meselesi haline gelir. Bireylerin fiziksel görünümlerini iyileştirmeyi ve psikolojik olarak kendilerini daha iyi hissetmelerini amaçlayan bir tıp dalıdır estetik cerrahi denilen şey. Ancak bu alan, diğer cerrahi disiplinlerden farklı olarak, genellikle hayati bir gereklilikten ziyade kişisel tercih ve isteklere dayanır. Bu durum, estetik cerrahide etik ikilemleri kaçınılmaz kılar. Peki, bir estetik cerrahı hangi durumlarda hastaya “hayır” demelidir? Bu sorunun cevabı, tıbbi etiğin dört temel ilkesi olan yararlılık (fayda sağlama), zarar vermeme, özerkliğe saygı ve adalet ilkeleri ışığında aranmalıdır.

1. Tıbbi Gereklilik ve Hastanın Psikolojik Uygunluğu

Bir cerrahın ilk “hayır” cevabı, hasta talep ettiği prosedür için tıbbi açıdan uygun bir aday olmadığında gelmelidir. Örneğin, kontrol altına alınmamış ciddi kardiyovasküler hastalıklar, kanama bozuklukları veya ameliyat riskini kabul edilemez seviyeye çıkaracak başka sistemik rahatsızlıkların varlığı, cerrahi müdahaleye mutlak bir kontrendikasyon oluşturabilir. Cerrahın birincil görevi, “önce zarar vermeme” (primum non nocere) ilkesine bağlı kalmaktır.

Daha karmaşık bir durum ise hastanın psikolojik olarak uygun olmamasıdırVücut Dismorfik Bozukluğu (VDB), estetik cerrahların karşılaştığı en yaygın psikiyatrik durumlardan biridir. VDB’si olan hastalar, hayali veya çok hafif bir fiziksel kusuru takıntı haline getirirler ve bu kusurun düzeltilmesinin hayatlarındaki tüm sorunları çözeceğine inanırlar. Bu hastalara yapılan cerrahi müdahaleler genellikle tatminsizlikle, hatta daha derin bir psikolojik travmayla sonuçlanır. Cerrah, hastanın beklentileri gerçekçi değilse, memnuniyetsizlik öyküsü varsa veya altta yatan psikiyatrik bir rahatsızlığın varlığından şüpheleniyorsa, ameliyatı reddetmeli ve hastayı bir psikiyatri uzmanına yönlendirmelidir.

2. Gerçekçi Olmayan ve Aşırı Beklentiler

Estetik cerrahi sihirli bir değnek değildir. Bir cerrah, hastanın istediği sonucun tıbben ve teknik olarak mümkün olmadığını gördüğünde “hayır” demekten çekinmemelidir. Hastalar bazen dergilerden kestikleri ünlülerin fotoğraflarını getirip “burnum tam olarak böyle olsun” isteyebilirler. Ancak her bireyin yüz yapısı, kemik strüktürü ve cilt tipi benzersizdir. Cerrahın görevi, hastanın anatomi ve fizyolojisiyle uyumlu, doğal görünen ve sağlıklı bir sonuç elde etmektir. Hastanın beklentileri cerrahın elindeki malzeme (hastanın kendi vücudu) ve mevcut tıbbi imkanlarla uyuşmuyorsa, ameliyatın ertelenmesi veya iptal edilmesi en doğru karardır. Bu durumda açık ve şeffaf bir iletişim kurmak, nedenlerin detaylıca anlatılması esastır.

3. Finansal Nedenler ve “İndirimli” Estetik

Estetik cerrahi ticari bir faaliyet değil, bir tıbbi hizmettir. Bir cerrah, hasta ameliyat ücretini ödeyebilmek için finansal olarak kendini zorluyorsa veya cerrahı fiyat konusunda pazarlık yapmaya zorluyorsa durup düşünmelidir. Estetik cerrahi bir lükstür ve hasta bunu karşılayabilecek mali duruma sahip olmalıdır. Ayrıca, kalitesiz malzeme kullanımı veya uygunsuz koşullarda ameliyat yapılması gibi riskleri beraberinde getiren “indirimli” teklifler etik değildir. Cerrah, hastanın güvenliği ve sonucun kalitesi konusunda taviz vermemelidir. Finansal sıkıntıları olan bir hasta, cerrahı maliyetleri düşürme konusunda baskılıyorsa, bu durum hasta-cerrah ilişkisini zedeleyebilir ve güvenliği tehlikeye atabilir.

4. Tekrarlayan ve Takıntılı Talepler

“Revizyon cerrahisi” estetik cerrahinin doğasında olan bir durumdur. Ancak, aynı bölgeye defalarca ve giderek daha radikal taleplerle gelen hastalar için durmak gerekir. Her cerrahi müdahale, skar dokusu oluşumuna ve anatomik yapıların bozulmasına neden olur. Birden fazla geçirilmiş ameliyat, riskleri katlanarak artırır ve sonuç almayı giderek zorlaştırır. Cerrah, hastanın talebinin “iyileştirme” değil, bir takıntı haline geldiğini düşünüyorsa, daha fazla ameliyatın ek bir fayda sağlamayacağını, aksine fiziksel ve psikolojik zarar verebileceğini açıklayarak “hayır” demelidir.

5. Ergen Yaş Grubu ve Sosyal Baskı

Ergenlerde estetik cerrahi, özel bir dikkat ve hassasiyet gerektirir. Bir ergen, fiziksel gelişimini tamamlamamış olabilir. Örneğin, burun ameliyatı (rinoplasti) için 15-16 yaşlarında yapılan bir müdahale, yüz kemiklerinin büyümesi devam ettiği için ileride deformasyona neden olabilir. Daha da önemlisi, ergenin ameliyat kararı kendi özerk iradesinden mi yoksa akran baskısı veya sosyal medya etkisiyle mi kaynaklanıyor? Cerrah, hastanın karar verme kapasitesini, beklentilerinin olgunluğunu ve motivasyon kaynağını çok iyi değerlendirmelidir. Çoğu durumda, estetik cerrahi için fiziksel ve duygusal olgunluğa erişmeyi beklemek en doğrusudur.

6. Cerrahın Kendi Sınırlarını ve Yetkinliğini Bilmek

Etik bir “hayır”, bazen cerrahın kendi yetkinliği ve deneyimiyle de ilgilidir. Bir cerrah, hastanın talep ettiği prosedürü gerçekleştirme konusunda kendini yeterli hissetmiyorsa, teknik olarak en iyi sonucu veremeyeceğini düşünüyorsa, o hastaya “hayır” demeli ve onu bu konuda daha deneyimli bir meslektaşına yönlendirmelidir. Bu, hem hastanın güvenliği hem de mesleki dürüstlük adına atılması gereken bir adımdır. Hiçbir cerrah her şeyi yapamaz; uzmanlık alanı ve kişisel sınırlarını bilmek bir erdemdir.

Açık İletişim ve Güvene Dayalı İlişki

Estetik cerrahide “hayır” demek, bir başarısızlık veya olumsuzluk değil, tam aksine mesleki sorumluluk, olgunluk ve hastaya duyulan saygının bir göstergesidir. Bu karar, cerrahın kısa vadeli bir kazanç yerine, hastasının uzun vadeli fiziksel ve psikolojik sağlığını ön planda tuttuğunun kanıtıdır.

“Hayır” cevabı, iletişimi bitiren bir kapı değil, hasta ile cerrah arasında güvene dayalı yeni bir diyaloğun başlangıcı olmalıdır. Cerrah, bu kararının ardındaki tıbbi, psikolojik ve etik nedenleri hasta ile sabırla ve şefkatle paylaşmalıdır. Gerektiğinde alternatifleri (daha az invaziv prosedürler, psikolojik destek, beklemek vb.) sunmalıdır. Unutulmamalıdır ki, estetik cerrahinin nihai amacı, mükemmel bir burun vak karnlar yaratmak değil, sağlıklı, kendine güvenen ve kendiyle barışık bireylerin yaşam kalitesini artırmaktır. Bu amaca hizmet etmeyen, hatta onu tehlikeye atan her durumda, bir estetik cerrahının en etik davranışı cesurca ve profesyonelce “Hayır” diyebilmektir.