Kategoriler
Estetik Haberleri

Estetik Kaygı ve Ergenlik Bağlamında Sosyal Medyanın Baskısı

Ergenlik, bireyin fiziksel, zihinsel ve duygusal anlamda en yoğun dönüşümleri yaşadığı, kimlik arayışının doruk noktasına ulaştığı hayati bir evredir. Bu dönemde, “ben kimim?” sorusuna yanıt ararken, bir yandan da bedenlerinin hızla değişmesiyle baş etmeye çalışan gençler için “beğenilmek” ve “ait hissetmek” temel ihtiyaçlar haline gelir. İşte tam da bu hassas geçiş sürecinde, sosyal medya, estetik kaygıyı besleyen ve gerçekçi olmayan güzellik standartları dayatan güçlü bir baskı mekanizmasına dönüşmüştür.

Kırılgan Benlik ve Sosyal Onay Arayışı

Ergenlikte benlik algısı oldukça kırılgandır. Birey, kendisini nasıl gördüğü ile başkalarının onu nasıl gördüğü arasında sıkışıp kalır. Sosyal medya, bu arayışı dijital bir arenaya taşır. “Beğeni”, “yorum” ve “takipçi” sayıları, sosyal onayın ve kabul görmenin somut göstergeleri olarak algılanır. Bu dijital doğrulama mekanizması, gençleri sürekli olarak “daha beğenilebilir”, “daha dikkat çekici” ve “daha mükemmel” görünmeye iter. Gerçek hayatta var olan sosyal karşılaştırmalar, sosyal medyada sınırsız, filtrelenmiş ve kurgulanmış profillerle yapıldığında, gençler kendi gerçekliklerini bu idealize edilmiş imgelerle kıyaslar ve kaçınılmaz olarak yetersizlik duygusuna kapılır.

Filtrelerin Yaratığı “Kusursuz” Dünya ve Gerçeklik Algısının Bozulması

Sosyal medya platformları, estetik kaygıyı derinleştiren en güçlü araçlardan biri olan filtrelerle doludur. Bu filtreler, ince bir burun, dolgun dudaklar, kusursuz bir cilt, belirgin bir çene hattı gibi standartlaştırılmış bir güzellik idealini dayatır. Başlangıçta eğlence amaçlı kullanılan bu filtreler, zamanla bireyin kendi gerçek yüzünü yadırgamasına neden olabilmektedir. “Snapchat Disformisi” veya “Filtre Disforisi” olarak adlandırılan bu durumda, gençler filtrelerde gördükleri sanal benliklerini gerçek hayatta da arar hale gelir. Aynada gördüğü yüz ile ekranda gördüğü yüz arasındaki fark, derin bir memnuniyetsizlik ve beden algısı bozukluğuna zemin hazırlar. Bu durum, sadece psikolojik bir rahatsızlık değil, aynı zamanda gençleri erken yaşta estetik müdahalelere yönlendiren somut bir tehdittir.

Influencer Kültürü ve Tüketim Çıkmazı

Sosyal medyanın bir diğer baskı unsuru, “influencer” olarak adlandırılan ve sürekli olarak “mükemmel” bir yaşam tarzı sergileyen kişilerdir. Bu kişiler, sadece fiziksel görünümleriyle değil, sahip oldukları ürünlerle, gittikleri yerlerle ve yaşam biçimleriyle de gençler üzerinde bir baskı oluşturur. “Beden pozitifliği” ve “doğallık” gibi akımlara rağmen, ana akım influencer kültürü hala belirli bir estetik standardı pompalar. Gençler, beğenilerini ve takdirlerini kazanmak için bu standartlara ulaşmaya çalışırken, kendilerini bir tüketim çıkmazının içinde bulur. Markalı kıyafetler, bakım ürünleri ve sonunda estetik operasyonlar, sosyal kabul görmenin bir bedeli olarak sunulur.

Dijital Okuryazarlık ve Ebeveyn Desteği

Sosyal medyanın estetik kaygı üzerindeki baskısı, gençlerin ruh sağlığını derinden etkileyen bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bu sorunla başa çıkmanın yolu, sosyal medyadan tamamen uzaklaşmak değil, dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmektir. Gençlere, sosyal medyada gördükleri içeriğin kurgulanmış bir gerçeklik olduğu, filtrelerin ve fotoğraf düzenleme uygulamalarının bir illüzyon yarattığı öğretilmelidir. Gerçek güzelliğin çeşitlilikte ve kusurlarda gizli olduğu anlatılmalıdır.

En önemlisi, ebeveynler ve eğitimciler, gençlerle açık iletişim kanallarını sürekli açık tutmalıdır. Onların benlik saygılarını, fiziksel görünümlerinden bağımsız olarak, kişilikleri, yetenekleri ve değerleri üzerinden inşa etmelerine yardımcı olmalıdırlar. Gençlere, “görünüş” odaklı bir dünyada “olmak” odaklı bir varoluşun değeri hatırlatılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bir ekranın arkasındaki sanal beğeniler, gerçek hayattaki samimi bir gülümsemenin, anlamlı bir başarının veya sağlıklı bir bedenin yerini asla tutamaz. Ergenin, kendi gerçek benliğini keşfettiği ve sevdiği bir alan yaratmak, sosyal medyanın dayattığı estetik baskılara karşı en güçlü kalkan olacaktır.